Selam,
Buraya bir şey yazmıyorum ama niye bir sor. Yemek namına hiç-bir-şey yapmamaktan. Seçtiğim hayat konusunda derin endişelerim var ama zaten neyi seçsem aklım diğerinde kalacaktı, o yüzden çok düşünmeye gerek yok. (İç ses: Sus ve yaşamaya devam et.)
Geçenlerde borcama et ve sebze koyup fırına vereyim dedim, suyunu mu çok koymuşum ne olmuş, olmadı nitekim. Yemek pratik gerektiren bir şey, benim ise buna hiçbir zaman imkanım olmayacak. (İç ses: Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime...)
Fakat ortalıktan tamamen kalkmadan bir enginar pişireyim dedim, işte o çok güzel oldu. Neden, enginar tammm bir tembel yemeği de ondan. (Tembel yemeği: Hiçbir numarası olmayan ama adına bakınca bir şey sandığın yemek.)
Enginarı suyun içinde alın, yoksa kararır. Ben 1 bilemedin 2 kerede ve tek başıma yiyeceğim için tek parça aldım.
Enginar her yerde "bütün halinde" pişiriliyor, görsellik dışında bunun hiçbir anlamı yok bence. Neden yerken bıçakla uğraşayım ki; hem "ay ortası da pişti mi acaba" diye strese girmenin ne gereği var? Doğrayın efendim, korkmayın, kimse kızmıyor. Kare kare hale getirdimdi ben.
Bir adet patatesi de yine enginarla aynı boyutlarda olacak şekilde doğradım.
Küçük bir soğanı ince ince kıydım. (Evde küçük soğan yoksa ve yarım soğan kullanmam gerekmişse, kalanını alüminyum folyoya iyice sarıp, sonradan menemen için kullanıyorum.) Evde kalmış bir sap taze soğan vardı, onu da doğradım yine.
Enginar alırken keşke bezelye ve havuç da alsaymışım, siz alın. Azar azar koyardım içine. "E bari bir renk olsun içinde" diyerekten, evde kırmızı kapya biber vardı, onu doğradım halka halka.
Hepsini koy tencereye, üzerine ver zeytinyağını. Ama öyle koklatır gibi değil, bayağı "bas" yani. Normal zeytinyağlı yemeğe ne kadar koyuyorsan işte, sana kalmış. "Normal zeytinyağlı yemek derken?" mi diyorsunuz? Yani ben zeytinyağı tenekesini 2-3 tur filan döndürdüm, yarım çay bardağından aşağı koymamışımdır. (Çay bardağı: Normal kahveci bardağı olan. Armut ya da "ajda" değil.)
Hayır, soğanları kavurmuyoruz. Gerçi bu tercih meselesi ama bence çiğden olunca daha hafif ve lezzetli oluyor.
Üzerine -en fazla- bir küp şeker. Yarım bardak filan su. Bir halka limon. Tuz. Bir de, eğer evinizde varsa, Antakyalıların zeytinyağına karıştırdıkları bir baharat karışımı var, ondan. Aslında onu yemek değil banmalık baharatı olarak kullanıyorlar ama ben zeytinyağlı yemeklere de çok yakıştırıyorum.
Kısık ateşte pişedursun. Çogzel oluyor. Bekar, tembel ve sağlıklı. Müthiş.
Afiyet olsun,
Göksun.