10 Eylül 2012 Pazartesi

Halil Lahmacun ya da kıymalı çıtır.

Kadıköy Çarşı'daki Halil Lahmacun'u gittim gördüm. Daha önce de görmüştüm, o zaman her nasılsa çok beğenmiştim. Çok deli acıkmışsam demek ki...

Hamuruna bir diyeceğim yok, ince, çıtır ve güzel.

Malzeme ise, Urfa filan değil, direkt "İstanbul lahmacun" hissi veriyor. İstanbul'da Adana sanarak yediğiniz kebaplar nasıl ki aslında gerçek Adana'yı bilmeyenlerın damak tadı için bozulup başka bir şeye çevrilmişse, bu Urfa lahmacuna da öyle yapılmış gibi.

Ha dersen ki Urfa'da lahmacun yedin mi; yok yemedim. Ama Adana-Antep-Antakya başta olmak üzere bölge mutfağını bilirim. Şundan eminim, o bölgede etli bir şey yiyorsanız, et tadını dolu dolu alırsınız.  Üstelik, etli ya da etsiz, yediğiniz hiçbir şey sizin ağzınıza bir domates salçası tadı vermez. Zaten biber salçası varken domatesinkinin esamesi okunmaz. Domates salçası, ya acı biberi seyreltmek için, ya da kışın iyi domates bulunamadığından kullanılır. Bu yani.

Lahmacunda soğan-sarımsak olur mu-olmaz mı tartışmasına girmiyorum, konu o değil. Konu, etin az ve "tatlı" oluşu. Tatlı derken acı olmamasından bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın, bariz tatlı. Domates salçasından hep.

Midesine düşkün ve bölgesinin mutfağını bilen bir Adanalı olarak konuşuyorum, etli bir yemekte domates salçasının tadını alıyorsanız o yemek bizim oralardan olamaz. İşte o yüzden, bilin ki bu Halil Usta'nın lahmacunları İstanbullu olmuş.

Halil'deki bu. 
Orijinali ise bu. 


1 yorum:

  1. Gerçekten çok lezzetli gözüküyor şöyle acılı bir lahmacun yanına ayran ohhh :)

    YanıtlaSil