22 Mayıs 2012 Salı

Çubuk makarna değil spagetti; parmesan değil eski kaşar.

Feysbuk'ta bunun geyiğini çok yaptım, görmüş olanlara bininci posta olacak... Ama yapacak bir şey yok, bu işin hikayesi bu.

Bir süredir canım çok feci makarna istiyor tamam mı. Pazar günü de, Engin ve Özlem'le Moda'da kitap filan okuduk, "Ahah çok enteliz olm" geyiği yaparken "Hah" dedim, "Madem öyle, ben bu makarnayı asortik yapayım..." Biliyorsunuz, entel olmak için makarnayı İtalyanca adıyla çağırmak şart. Ve öyle üstüne domates doğrayıp yiyemiyorsunuz, illa bir Napoliten'lik gerekiyor.

Knorr'un hazır soslarından mı alsam derken, kendim yapayım dedim. Özlem aklıma fesleğen ve sarımsak tozunu soktu. Ben o arada parmesan düşünedurdum. Derken tavuk da mı atsam içine dedim. Başladım aklımda makarna evirip çevirmeye... Krema da ekleyeyim, yoksa mantarlı mı yapsam, bir şeyler...

Yalnız bu entel makarnası yapma işi zormuş hanımlar beyler. Akşamın 9 küsüründe, Moda'nın dibinden te Çarşı içindeki Migros'a kadar parmesan aradım. Çarşı'da buldum ama bulmaz olaydım, en az 100 gr'lık satılıyor, o da 25 lira! Şakaysa hiç komik değil, gerçekse feci trajik. Ben de ne yapayım, gittim Migros eski kaşar aldım. Entelliğim anca buna yetiyormuş. (Ben normalde eski kaşar sevmezdim ama Migros'unki çok güzel. Yalnız Trakya olanını henüz denemedim bilmiyorum.)

Derken, baktım saat neredeyse 10. O saatten sınra kim uğraşacak da makarna yiyecek, öeh dedim, biz enteller bu saatleri hafif şeylerle geçiştiririz... O parmesanı da organik değil diye almadım zaten.

Ertesi gün, işten gelir gelmez kendimi mutfağa attım ve makarnayı ayrı, tavuğu ayrı pişirdim.

Eski köye yeni adet...
Makarna kısmı şöyle:
- 1 paket Pastavilla spagetti (Aslında özeneceğim şeyleri yaparken Barilla kullanıyorum ama markette hep kalını kalmıştı.)
- 4 tatlı kaşığı sarımsak sosu (İlk defa kullandığım için azar azar ekledim, ölçü o yüzden tatlı kaşığı)
- 1 su bardağı Migros eski kaşar
- 1 paket mantar
- 1 kutu hazır krema (Sırf en ucuzu olduğu için Ülker aldım, diğer markaları bilmediğim için lezzet kıyaslaması yapamayacağım.)

Kaynayan makarna suyuna tuz eklerken elimizi korkak alıştırmayalım. İki tatlı kaşığı filan attım ben, yoksa spagetti mutlaka yapışıyor. Azıcık da yağ ekledim.

Makarna haşlanırken, yan ocağa mantarları koydum. Mantar çok sulanan bir şey, o yüzden ekstra su eklemek yanlış olur. Doğrayıp, üstüne çok azcık zeytinyağı döküp ocakta bıraktım.

O arada makarna suyunu çekti, süzdüm, üstüne çok su gezdirmeyip bolca havalandırdım. Aslında hiç gezdirmemek gerekiyor diyorlar ama ben ona cesaret edemiyorum.

Mantar suyunu çekince ise, krema kullanmayı bilmediğim için, "şimdi hemen eklersem belki kesilir mi ki..." diye düşünerek ocaktan alıp biraz soğumasını bekledim. O arada, 4 tatlı kaşığı sarımsak sosunu karıştırdım.

Beş dakika sonra filan, yavaş yavaş ekledim kremayı. "Acaba bir kutu çok mu olur" diye düşündüm ama çok olmuyormuş, hatta eğer siz belirgin kremadan hoşlanıyorsanız az bile kalıyor. Ben kremanın fazlasını sevmem.

Sonra da, robottan geçirip un gibi bir hale getirmiş olduğum eski kaşarı koydum üstüne, karıştırdım. Makarna kısmını böylece başarıyla halletmiş olduk. Aslında niyetim fesleğen de eklemekti ama aramızda sevmeyenler var, o yüzden "yerken üstüne dökerim" diye düşündüm. Öyle de gayet güzel oldu.

Tavuk ise, daha da kolay.

Ben tavuğun göğsünü kullanmıyorum, hatta o göğsün adını verdiği tatlı dışında bir kullanım alanı olması gerektiğini bile düşünmüyorum. Anca kandırıkçı restoranlar kullansın onu. Kupkuru tavuk göğsünü getirip bir de ona pahalı yemekmiş muamelesi yapıyorlar. İçine bir şeyler sarmalar filan... Göğüs lan o, kuru et, şekilli olsun diye içine sardığın ıspanak bunu değiştirmiyor.

Neyse sakin olalım... Ben hep ızgara tava alırım. Onu yıkarım, teflon tencereye su eklemeksizin koyarım. Orta ateşte, suyunu çekmesini beklerim.

O arada, bir kasenin içine sıvıyağ koyarım. İçine biber salçası karıştırırım. (Dün bir dolu tatlı kaşığı kullandım.) Tuz, karabiber, pul biber, kimyon ve kekik eklerim. O öyle, fantastik bir sos haline gelir.

Tavuk suyunu çekince de, bu sosu üzerine dökerim. Baharatlı yağda biraz daha pişer tavuk. Bir süre sonra tavukları ters çeviririm ki, öbür tarafları da bu sostan nasibini alsın.

İşte böyle. Bence gayet güzel oldu. Fotoğraf sizi yanıltmasın. Bu arada, Google Görseller'de "kremalı mantarlı makarna" diye aratınca çıkan sonuçlara bir baktım da, aslında bayağı güzelmiş benim fotoğraf...

Parmesanımız yoksa da, mangal gibi yüreğimiz var.

3 yorum:

  1. sevgili göksun:),
    aynı yemeği yapıyim bu akşam;)
    yeni keşfettim blogunu (bloglarını);)
    ben de yalnız yaşadığımdan çok faydalı olacağını düşünüyorum!

    YanıtlaSil
  2. merhaba :)
    çok teşekkür ederim, her zaman beklerim :)

    YanıtlaSil
  3. hAha. İnanmıyorum gerçekten. Dün başlayan brokoli çorbası ve tavuklu kremalı mantarlı penne hikayem, o kadar benzemiş ki seninkine. Dün öğlen karar verdim bende bu yemekleri yapmaya. Fesleğen parmesan ararken yoruldum, moda da sahlep içmeye gittik. Parmesanı pahalı diye Migros dan alamadım. Yerine eski kaşar aldım. Geç olduğu için yapamadım bugün yapmayı düşünüyorum. Aslında hikaye detaylarıyla çok benzer ama laf kalabalığı yapmak istemedim. Tarif için de teşekkürler. 😊

    YanıtlaSil