3 Ocak 2012 Salı

Doğatepe Restoran - bir antrikot sıkıntısı...

İkinci köprünün hemen Avrupa ayağında bulunan; Anadolu'dan gelirken sol tarafta gördüğünüz beyaz tenteli, "ah o hamakta ben de olsaydım..." dediğiniz mekan burası.

Boğaziçi Üniversitesi'ni geçip Hisarüstü'ne devam ediyorsunuz, azıcık ileride İETT son durak ve bir park var. Restoranın otoparkına o durağın içinden geçerek gittiğinizi hatırlıyorum ama siz gidecek olursanız mutlaka arayıp tarif alın. Çünkü yönlendirici bir şey yok ve nereden gideceğinizi bulmak biraz sıkıntı oluyor.

İnternet siteleri aslında www.dogatepe.com.tr fakat site çalışmıyor. Telefonunu ise bulabildim, 0212 257 4391 - ama belki bu da çalışmıyordur bilmiyorum.

Manzara muhteşem, fakat yemekler konusunda biraz acımasız olacağım… Ayrıca Grupanya'yla giderseniz üvey evlat muamelesi de görüyorsunuz. Koskoca restoranın tek manzarasız masasını rezerve etmiş oluyorlar. Üstelik, belki bizim garsonun kendisiyle ilgili bir durumdu bilemem ama, o yüz ifadesini hak edecek ne yaptık?

Yemek meselesine gelirsek - Grupanya menüsünü değerlendirdiğim için ilgili arkadaşların dikkatine:

İyi tarafından başlayalım, porsiyonlar gerçekten büyük.

Önce bir soğuk tabak geliyor. İçinde patlıcan ezme, beyaz peynir, salatalık, domates, acılı ezme, zeytinyağlı sarma ve deniz börülcesi salatası var. Acılı ezme konusu biraz enteresan... Orijinaline sadık olmadığı kesin, bir kere ezmede salça ve kimyon olmayacağı konusunda duyumlarım var. Ama bence iyiydi.

Yaprak sarma ise, konserve değildiyse benim de her dediğim yalan - yazının gerisini okumanıza da gerek yok bu durumda. Ama ben marabayım arkadaş, Yurdum konserveyi restoranının Macro Center'dan beslenen müşterilerine yutturabilirsin ama ben anlarım. Çünkü BİM'den besleniyor bu kardeşin.

Bir dilim paçanga böreği geliyor akabinde. Paçanga kültürüm fazla yok, pastırmalı börek insanı değilim. Ama fena değildi, yeniri var.

Ana yemeğe gelince...

Benim buraya ikinci gidişim. İlkinde de para vermedim neyse ki, ofis yemeğiydi. Patlıcanlı - köfteli bir şey istemiştim, iki tane kocaman köfte gelmişti fakat öyle görünüyorlardı ki, yerken gözümü kapatmak zorunda kaldım. Uzun, kalın ve kahverengi diyeyim siz anlayın. Yiyemedim tabii bir kısmını.

Temsili.
Bu sefer ise, seçim şansımız zaten fazla yoktu, ya somon ya antrikot yiyecektik. Antrikot istedik ve boş bulunup, orta pişmiş demeyi ihmal ettik. Kimse de bize bir şey sormadı. Bir koca tabak et geldi ki, olmuş sana kömür. Bildiğin yanmış. Çok pişmişten de fazla pişmiş.

Birader, insan bi sorar, hadi sormadın bari "normal" pişir, niye kafana göre kenarlarını yakana kadar pişiriyorsun? Etrafında "abi yapma" diyen hiç mi kimse yok? Hadi çok pişireceksin, eti neden dövüyorsun? “Madem duvarı yıkıyorsunuz, niye pirketleri kırıyorsunuz?”

Üstüne tatlı... Tiramisu söyledim, "kahvaltılık labneyle yapmamışlardır herhalde..." filan derken, öyleymiş meğer. Ayrıca menüde "özel Doğatepe yapımı bisküvi ile" filan diyordu ama herhangi bir özellik göremedim ben. Çamur atmış gibi olmayayım ama, bildiğin pandispanya ile yaptıkları hissine kapıldım, bırakın bisküviyi özel yapımı... İlter ise dondurma söyledi, emin olmak için sordu, evet Algida’ymış. Ya kardeşim o kadar parayı dondurmayı gidin bakkaldan alın diye mi veriyor insanlar?

Yani buraya gitmenin bence pek bir anlamı yok. Çünkü gündüz vakti manzara istiyorsanız, restoranın üstüne kurulduğu parkta oturandan para almıyorlar. Nitekim oturmuşluğumuz var, iyi oluyor.

Bir sonraki hedefim, elime doğru düzgün pişmiş bir antrikot alıp, parkta bağdaş kurup ekmek arası yemek. Manzaraysa manzara, suratsızlık yok, kalın hesap yok, mis.

Yalnız anarşist eğilimleri elinde antrikotla göstermek de ayrı bi iyi tabi.

(Not alış tarihim: Mart 2011)

5 yorum:

  1. Antrikot döven eller kırılsın! Yakan fırınlar yansın!!!

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Biraz turistik bir lokanta gibi bu.
    Ayrıca, Grupanya nedir abi?

    YanıtlaSil
  3. Ben de buraya defalarca gitmeye niyetlendim kahvaltı için, bir türlü kısmet olmadı. Internet sitesine girilebilen zamanlarda hep bir sahtekarlık sezdim ben bunların bakışlarından. yemek değil manzara satıyorlarmış gerçekten. dediğin gibi o parka gidip bağdaş kurucam bir de yerini bulabilirim umarım.

    YanıtlaSil
  4. @ben, grupanya.com bir fırsat sitesi. biliyorsan eğer, sehirfirsati.com gibi bir yer. restoran indirimleri, tatil fırsatları, ne bileyim işte, bir sürü şeyde günlük indirimler sağlıyor. üye oluyorsun, her gün "günün fırsatı" diye bir bülten gönderiyorlar, olaylar olaylar... :)

    @arzucum olay tamaaamen manzara :) aslında aldığım notta restoranda gezinen amcaları da yazmıştım ama sildim sonradan... çok sempatik değil diyeyim, içini sen doldur :)
    parkın yeri kolay, zor olan restorana arabayla girmek. taksim'den 559c ve kabataş'tan 43r halk otobüsü, şişli'den ise 59r iett kalkıyor. son durak zaten. :)

    YanıtlaSil